Translate

11 Ekim 2007 Perşembe

Nefret Cinayetlerine Son!

Kaos GL ve Pembe Hayat dernekleri eşcinsel ve transeksüellere yönelik nefret cinayetlerini protesto etmek amacıyla bugün Ankara'da Yüksel Caddesi’nde İnsan Hakları Anıtı önünde kefenli eylem düzenledi. Eylem sırasında kefen giyilerek nefret suçları protesto edildi. Eylemin ardından bir basın açıklaması gereçekleştirildi. MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu'nun da imzacısı olduğu açıklama şöyle;

BASINA VE KAMUOYUNA

Ne ilk ne de son: 24 saat içinde 2 nefret cinayeti!

Geçtiğimiz hafta İstanbul'da 24 saat içinde 2 ayrı nefret cinayeti işlendi. Öldürülmekten son anda kurtulan bir kişi de halen yoğun bakımda!

Eşcinsellere ve transeksüellere yönelik şiddet kol geziyor. İstanbul’daki cinayetler ilk değil; son da olmayacak!

3 Ekim 2007 Çarşamba gecesi Nişantaşı’nda öldürülen Mehmet, evinde boğazı kesilmiş olarak bulundu.

5 Ekim 2007 Cuma gecesi Funda ve Simge adlı iki travesti evlerine götürdükleri iki kişi tarafından saldırıya uğradı. Funda ağır yararlanırken Simge olay yerinde yaşamını yitirdi. Şişli Etfal Hastanesi'nde yoğun bakımda olan Funda’nın sağlık durumu ciddiyetini koruyor.

Katillerin aynı kişiler olduğunu açıklayan polis, yaklaşık 1.80 -1.85 boylarında, biri 19 diğeri 22 yaşında iki erkeğin robot resimlerini dağıttı.

Türkiye Cumhuriyeti yasaları ihlal ediyor!

Türkiye’de yasalarda LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel) bireylere yönelik ayrımcılığı ve insan hakları ihlallerini cezalandırmaya yönelik herhangi bir düzenleme bulunmuyor. Üstelik LGBTT bireylere yönelik işlenen nefret suçlarında mahkemeler ağır tahrik indirimi uygulayarak, hukuk önünde eşitlik ilkesini ihlal etmeye devam ediyor.

Hatırlanacaktır ki, gazeteci Baki Koşar 22 Şubat 2006’da öldürülmüştü. Cinayet zanlısının yargılandığı davada mahkeme 1 Mart 2007’de açıkladığı kararda, ağır tahrik indirimi uygulayarak, Baki Koşar’ı öldüren katile 16 yıl 5 ay 15 gün ceza verdi. Verilen ceza, yaşarken de ölürken de eşcinseller için adaletin ne yönde tecelli ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Türkiye Cumhuriyeti,

Nefret cinayetlerine ilişkin gerekli düzenlemeler dahil,

LGBTT bireylerin güvenliğini sağlamaya ve haklarını korumaya yönelik herhangi bir yasal düzenleme yapmadığı,

LGBTT bireylere yönelik işlenen suçlarda ağır tahrik indirimine giderek mağdur LGBTT bireylere yönelik ayrımcılık yaptığı;

Yargı süreçlerinde hukuk önünde eşitlik ilkesini çiğnediği için,

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Haklar Sözleşmesinin ayrımcılık yasağını düzenleyen 2. maddesini,

BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesinin ayrımcılık yasağını düzenleyen 2. maddesini, yaşam hakkını düzenleyen 6. maddesini, özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 9. maddesini, hukuk önünde eşitliği düzenleyen 26. maddesini,

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin, yaşama hakkını düzenleyen 2. maddesini, özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 5. maddesini, ayrımcılık yasağını düzenleyen 14. maddesini ihlal etmektedir.

Medyanın sunumu taraflı ve homofobik!

LGBTT bireylere yönelik nefret cinayetleri, medya’da “gay cinayeti”, “eşcinsel cinayeti”, “ahlaksız teklif” manşetleri atılarak, şiddet olayları magazinleştirilerek sunulmaktadır. Medya bu haberleri verirken genellikle zanlının savunması üzerinden haberi hazırlamaktadır. “Kurban”ın kendini savunması mümkün olmadığı için “zanlı”nın savunması ile hazırlanan haber de taraflı ve homofobik haberler olmaktadır.

LGBTT bireylere yönelik nefret cinayetleri haberlerinde, LGBTT bireylerin insan hakları alanında çalışan sivil toplum örgütlerinden görüş almanın, tarafsız ve doğru haber hazırlama açısından gerekli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, LGBTT bireylerin özel yaşamlarını, kişisel tercihlerini topluma ifşa etmeden, hak haberciliği yaklaşımının benimsenmesini talep ediyoruz.

Nefret suçlarının takipcisi olacağız!

Türkiye Cumhuriyeti, taraf olduğu ve ulusal hukukun bir parçası haline getirdiği Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Haklar Sözleşmesinin, Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesinin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin gereklerini yaparak insan hakları alanında gerekli düzenlemeleri yapmalıdır.

Sivil Anayasa’nın eşitliği düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığı eklenmelidir.

Türk Ceza Kanunun (TCK) ayrımcılık yasağını düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ibareleri eklenmelidir. Nefret suçları tanımlanmalı ve LGBTT bireylere yönelik işlenen suçlar cezalandırılmalıdır.

Kaos GL ve Pembe Hayat LGBTT Dernekleri olarak, bu olayların her zaman takipçisi olacağız. Nefret cinayetleri yasalarda tanımlanana ve LGBTT bireyler hukuk önünde eşit haklara sahip olana kadar, homofobi ve transfobiye karşı MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ.

Kaos GL Derneği & Pembe Hayat LGBTT Derneği
11 EKİM 2007, ANKARA


Daha önce 23 Ağustos'da gerçekleştirilmiş kefenli eylem videosunu aşağıda izleyebilirsiniz;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder