Translate

30 Mayıs 2009 Cumartesi

TAHRİK, NEFRET SORUMLU DEVLET!

Nefret Cinayetlerini Durdurun! Katilleri Yakalayın ve Suç Ortağı Olmayın!

Türkiye’de lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylere yönelik nefret cinayetleri artarak devam etmektedir.

22 Mayıs cuma sabahı bir transseksüel arkadaşımız daha öldürüldü! Çağla ilk değildir, bu ülkede son üç yılda cinsel yönelimleri, cinsiyet kimliği nedeniyle 29 eşcinsel ve transseksüel öldürüldü.

8 Mart 2007 Mersin'de Gökçe, 2008'de İstanbul'da bir seri katil tarafından öldürülen 5 eşcinsel erkek, 12 Kasım 2008'de Ankara'da pompalı tüfekle öldürülen Eryaman Davası'nın tanıklarından Dilek İnce, 10 Mart 2009'ta İstanbul'da Ebru, Bursa'da 22 Mart 2009'da kafası ve cinsel organı kesilerek öldürülen Eda, 27 Mart 2009'da Edirne'de cinsel ilişki önerdiği iddiasıyla öldürülen Şükrü Gençer, Ankara'da 11 Nisan 2009'da evinde bıçaklanarak öldürülen Melek bunlardan sadece birkaçı. Katiller ya bulunamadılar ya da ceza indirimlerinden yararlandılar.

Katiller, sadece silahı, bıçağı tutan ellerin sahipleri değildir. Katiller, lgbtt bireyleri temel hak ve özgürlüklerinden mahrum ederek yaşamaya zorlayan sistemdir. Katiller, bu sorunları çözmek için çaba göstermeyen ve bu cinayetlere sessiz kalan, yasal düzenlemeler yapmayan yetkililerdir.

Yıllardır talep ettiğimiz anayasal ve yasal düzenlemeler yapılmadıkça, “nefret suçu” tanımı hukuk sisteminin bir parçası olmadıkça, Bakan’ından gazetecisine, nefret söylemini pompalamakta ısrar eden, buna tepki göstermeyen herkes, Çağla ve tüm öldürülen lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylerinin katilleri ve suç ortaklarıdır.

İnsan haklarının herkes için hemen şimdi olması gerektiğini söyleyen bizler;

Nefret cinayetlerinin sona ermesini, yasalarca nefret suçunun tanınmasını, Anayasa’da cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin tanınmasını, acilen devletin sorumluluğunu bilerek lgbtt bireylere yönelik ayrımcılık ve şiddete karşı koruyucu yasa ve uygulamaları yerine getirmesini talep ediyoruz.

Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylerin ayrımcılığa ve şiddete uğramadığı bir toplum için buradayız ve hak mücadelemizi sürdüreceğiz!


Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma!

TAHRİK, NEFRET SORUMLU DEVLET!

NEFRET SUÇLARI POLİTİKTİR!

NEFRETİ TANI, KATİLLERİ BUL!

SUSMA HAYKIR EŞCİNSELLER VARDIR!

SUSMA HAYKIR TRANSEKSÜELLER VARDIR!

EŞCİNSELLER SUSMAYACAK, SUSMAYACAKLAR SUSMAYACAK!

BASKI ŞİDDET AHLAKSA BİZ AHLAKSIZIZ!

KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA YA HEP BERABER YA HİÇ BİRİMİZ!

NEFRET CİNAYETLERİNE, NAMUS CİNAYETLERİNE, ERKEK ŞİDDETİNE, DEVLET ŞİDDETİNE, SON!

HOMOFOBİYE, TRANSFOBİYE, CİNSİYETÇİLİĞE, AYRIMCILIĞA, ŞİDDETE, SON!

HOMOFOBİ, TRANSFOBİ, NEFRET, ÖLDÜRÜR!

MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu,

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, LGBTT Hakları Platformu,

Emekçi Hareket Partili LGBTT’ler, Emekçi Hareket Partili Kadınlar,

Kadın Emeği Kolektifi, Öğrenci Kolektifinden Kadınlar,

Eskişehir Halkevci Kadınlar, TMMOB, DİSK Bölge Temsilciliği, KESK,

GençSen, Emekli-Sen, İHD, DTP, EMEP, ÖDP, SDP, SGD, EGEV

29 Mayıs 2009 Cuma

Nefret Cinayetlerini Durdurun! Katilleri Yakalayın ve Suç Ortağı Olmayın!

Türkiye'de artarak devam eden nefret cinayetlerine karşı sessiz kalmıyoruz çünkü biliyoruz ki sessiz kalmak suça ortak olmaktır!

Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel bireylere yönelik işlenen homofobi ve transfobi kaynaklı nefret cinayetlerine dur demek için; 29 Mayıs 2009 Cuma günü Saat: 19.00'da Eskişehir Adalar Migros Önünde mumlu eylem gerçekleştiriyoruz.

İnsan haklarının herkes için hemen şimdi olması gerektiğini söyleyen, insanlık dışı işlenen nefret cinayetlerinin durmasını, bunun için acilen devletin sorumluluğunu bilerek lgbtt bireylere yönelik ayrımcılık ve şiddete karşı koruyucu yasa ve uygulamaları yerine getirmesini isteyen herkesi eyleme çağırıyoruz.


Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma!


Eylem Çağrıcısı;
MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu

25 Mayıs 2009 Pazartesi

‘Çürüğüm Askerim Reddediyorum’

MorEl Film Gösterimi & Sohbet

Eşcinselliğin ordu tarafindan hastalık olarak görülmesi, eşcinsellerin bu durumu değerlendirip çürük raporu almaları, çürük raporu almaktan çekinip askerlik yapmaları veya vicdani retçi olmaları…

Ordunun eşcinselliğe, eşcinsellerin askerliğe nasıl baktıklarına dair bir belgesel…

‘Çürüğüm Askerim Reddediyorum’

Yönetmen-Senaryo ve Kurgu: Aydın Öztek

Görüntü Yönetmeni: Övünç Angun

Proje Danışmanı: Mehmet Tarhan

Süre: 29’22”

27 Mayıs Çarşamba Saat: 19.00

Yer: EGEV

( Cumhuriye Mah. Yıldırımer Sok. Özşahin Apt. 28/1 Cengiz Topel cad. Anadolu Bank aralığı ilk sol aradaki sokak üzerinde)

Her Perşembe, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı önünde!‏

Cuma günü bıçaklanarak öldürülen Çağla’nın Ankara, Tunalı’daki evinin önünde, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun desteğiyle LGBTT Hakları Platformu üyeleri, bugün (Cumartesi) akşam saat 19:00’da basın açıklaması yaptı.

Arkadaşları, Çağla’nın öldürüldüğü apartmanın merdivenlerinde ve bahçesinde mumlar yaktı. Basın açıklamasının yapıldığı sokak emniyet tarafından trafiğe kapatıldı.

Basın açıklamasının ardından sokakta oturan grup üyeleri, Tunal Caddesinde bir süre alkışlarla yürüdüler.

Transfobinin arsızlığı!

Sistematik olarak saldırıya uğrayan ve nerdeyse görünmez bir el tarafından düzenli olarak öldürülen travesti ve transeksüellerin barışçıl eylemi provoke edilmek istendi.

Basın açıklaması ve öldürülen arkadaşlarını anmak için toplanan gruba yönelik transfobik sataşma ve taciz yaşandı. Hoyrat davranışları ve arsızlıkları dikkat çeken sivil provokatörleri polisin nazikçe uzaklaştırdığı görüldü.
“Balyoz”u basın açıklamasına kim gönderdi?

Basın açıklamasın ardından sorunsuz bir şekilde dağılan grup üyeleri “balyoz timi”nden polislerin taciz ve tehdidine maruz kaldılar. Travesti ve transeksüellere karşı taciz ve yıldırma amaçlı özel olarak kurulduğu bilinen balyoz timi basın açıklamasına katılanları “akşam görürsünüz siz” diyerek taciz ve tehdit etti.
Grup üyeleri, güvenlik şubeden ve çevik kuvvetten polislerin hazır bulunduğu halde “balyoz timinin” bir basın açıklamasına ne amaçla geldiği veya gönderildiğini sordular. Şimdiye kadar LGBTT Hakları Platformu tarafından yapılan hiçbir eylemde sorun çıkmadığını belirten grup üyeleri, “balyoz timi” üyelerini, Perşembe günleri, Yüksel Caddesinde, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı önünde yapacakları basın açıklamalarında görmek istemediklerini açıkladılar. Balyoz timinin ve olası sivil provokatörlerin uzak tutulması durumunda bundan sonraki basın açıklamalarının da sorunsuz geçeceği belirtildi.

“Katil sadece, bıçağı tutan ellerin sahipleri değildir.”

Basın açıklamasında, katilin, “sadece, silahı, bıçağı tutan eller” olmadığı vurgulandı.
“Katil, gey ve trans bireyleri temel hak ve özgürlüklerinden mahrum ederek yaşamaya zorlayan sistemdir.”
“Bu sorunları çözmek için çaba göstermeyen ve bu cinayetlere sessiz kalan, yasal düzenlemeler yapmayan yetkililer de katildir!”
Her Perşembe, Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı önünde!
LGBTT Hakları Platformu’ndan yapılan açıklamada, “LGBTT bireylere yönelik nefret suçlarını durdurmaya yönelik gerekli önlemler alına kadar ve LGBTT bireylere yönelik nefret cinayetleri aydınlatılana kadar” her hafta Perşembe günü saat 18:30’da Yüksel Caddesindeki Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulunun önünde toplanmaya devam edileceği belirtildi.

“Sıra hangimizde?” diye soran basın açıklamasının tam metni:
Sıra Hangimizde?

“Cuma sabahı Çağla evinde bıçaklanarak öldürüldü. Bir arkadaşımızı kaybetmenin acısını içimize sindiremezken bir başkasının ölümüne şahit oluyoruz. İçimiz kan ağlıyor. Artık bağırmaktan yorulduk. Feryatlarımızı duymuyorsunuz. Transfobi ve homofobi gözlerinizi kör, kulaklarınızı sağır yapmış. Bizim insan olduğumuzu unutarak kendi insanlığınızdan kaybediyorsunuz.
Yetkiler harekete geçmek için neyi bekliyorlar? Kaç kişinin daha öldürülmesi gerekiyor?
Bu hükümet kimin hükümeti? Bu meclis kimin meclisi?
Katilleri koruyarak, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transeksüel (LGBTT) bireylere karşı işlenen suçlarda haksız tahrik indirimleri yaparak katilleri suça teşvik etmiyor musunuz?
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu, Ankara Valiliği İnsan Hakları Kurulu, Çankaya Kaymakamlığı İnsan Hakları Kurulu nefret cinayetlerini incelemek için neden harekete geçmiyor? Ölen gey ve trans bireyler sizin yurttaşlarınız değil mi?
Katil sadece, silahı, bıçağı tutan ellerin sahipleri değildir.
Katil, gey ve trans bireyleri temel hak ve özgürlüklerinden mahrum ederek yaşamaya zorlayan sistemdir.
Bu sorunları çözmek için çaba göstermeyen ve bu cinayetlere sessiz kalan, yasal düzenlemeler yapmayan yetkililer de katildir!
LGBTT bireylere yönelik nefret suçlarını durdurmaya yönelik gerekli önlemler alına kadar ve LGBTT bireylere yönelik nefret cinayetleri aydınlatılana kadar biz her hafta Perşembe günü saat 18:30’da Yüksel Caddesindeki Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulunun önünde toplanmaya devam edeceğiz.”
“Nefret Cinayetlerine Sessiz Kalma! Suça ortak olma!”
LGBTT Hakları Platformu

LGBTT Hakları Platformu:
Kaos GL Derneği
Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma Derneği
MorEL Eskişehir LGBTT Oluşumu
Pembe Hayat LGBTT Dayanışma Derneği
Piramid LGBTT Diyarbakır Oluşumu
Siyah Pembe Üçgen Derneği

Destekleyen Kuruluşlar:
Amargi Kadın Kooperatifi, Anarşi Kolektifi Ankara, Ankara Kadın Platformu, Çeviri Eylem Kolektifi, DSİP, EHP’li LGBTT’ler, Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, Feminist(B)iz, Filmmor, Halkevci Kadınlar, GLADT / Berlin-Brandenburg Türkiyeli Eşcinseller Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İstanbul LGBTT Sivil Toplum Girişimi, İzmir Amargi Grubu, Ka-Der, Kadın Dayanışma Vakfı, Kadının İnsan Hakları- Yeni Çözümler Derneği, Kardeşime Dokunma İnisiyatifi, Kırkörük Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kooparatifi, Nefret Cinayetlerini Duyuruyoruz İnisiyatifi, Sosyal Kalkınma ve Cinsiyet Eşitliği Politikaları Merkezi, Sosyalist Feminist Kolektif, TCK Kadın Platformu, Türkiye Ayıları, Uçan Süpürge Kadın Örgütü, Yeşiller İzmir

Aşık olma özgürlüğüm elimden alınamaz!

Çağla öldürüldü. Gözyaşlarımız ilk anda haberi duyunca buz tutuyor. Ama o buz tutmuş diğer gözleri görünce eriyip akıyor işte o an. Basın açıklamasını, Buse ne kadar “Bu sefer bağırmadan okuyacağım” dese de boğazı parçalanırcasına okuyor. Boğazlarımız düğüm düğümken gözyaşlarımızı salıyoruz. Hıçkırmak içimizden gelen, hıçkırıyoruz. Ama güçlü olmamız gerek. Eşcinsel, biseksüel, trans kişiler için, kendimiz için sakin ve güçlü olmamız gerek. LGBT haklarının insan hakları olduğunu öğrenmeleri gerek. Buradayım, bu ülkedeyim ve hiçbir yere gitmiyorum. Son nefesimi verene kadar bunu haykıracağımı biliyorum sadece, başka hiçbir şeyi bilmiyorum hayatla ilgili. Sessizce kaybettiğimiz hayatlarla ilgili…

21 Mayıs gecesi Çağla bağırırken kimsenin umurunda değildi. Sabah olunca komşuları polise haber verdi ve çilingir kapıyı açınca olayın üzerinden 12 saat geçtikten sonra öldürüldüğünü anladılar. Suçluluk psikolojisi yaşadılar mı bilinmez. Ama o çığlıklara o anda tepki vermemeleri, suçlu olmaları için yeterli bir nedendi. Bugün Çağla’nın evi önünde toplanan bizler de bunu haykırdık: “Sessiz kalma, suça ortak olma!” Sessiz kalmışlardı ve suça ortak olmuşlardı işte. Katiller aramızda elini kolunu sallarken sesini çıkarmayan her LGBTT de suça ortak olmaktadır. Suçlu yalnızca görmezden gelen komşular, yetkililer, devlet değil, sessiz kalan, yaşam hakları, aşık olma özgürlükleri elinden alınan LGBTT bireylerdir de!


Son dönemde görünürlük anlamında bir ivme kazanan LGBTT hareket bunla beraber paralel olarak artan homofobi ve transfobiye de hazırlıklı olmalıdır ve sessiz kalmamalıdır. Görünürlülük arttıkça homofobi ve transfobi de artar. Bizi tehdit olarak görme potansiyeli artar.

Ey LGBTT hazırlıklı ol. Dolaptan çık ve haykır, “ben eşcinselim, ben biseksüelim, ben transeksüelim ve aranızdayım, buradayım, hiçbir yere gitmiyorum, inadına alışacaksınız” de. Yoksa “sıra hangimizde” diye ömrümüz yetene kadar bu soruyu soracağız, dönüp dolaşıp aynı yere geleceğiz!

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Çağla Öldürüldü, Sıra Hangimizde?



Sıra Hangimiz de?

Dun sabah Çagla evinde bicaklanarak olduruldu. Bir arkadasimizi kaybetmenin acisini icimize sindiremezken bir baskasinin olumune sahit oluyoruz. Icimiz kan agliyor. Artik bagirmaktan yorulduk. Feryatlarimizi duymuyorsunuz. Transfobi ve homofobi gozlerinizi kor, kulaklarinizi sagir yapmis. Bizim insan oldugumuzu unutarak kendi insanliginizdan kaybediyorsunuz.

Yetkiler harekete gecmek icin neyi bekliyorlar? Kac kisinin daha oldurulmesi gerekiyor?

Bu hukumet kimin hukumeti? Bu meclis kimin meclisi?

Katilleri koruyarak, Lezbiyen Gey Biseksuel Travesti Transeksuel (LGBTT) bireylere karsi islenen suclarda haksiz tahrik indirimleri yaparak katilleri suca tesvik etmiyor musunuz?

TBMM Insan Haklari Inceleme Komisyonu, Basbakanlik Insan Haklari Danisma Kurulu, Ankara Valiligi Insan Haklari Kurulu, Cankaya Kaymakamligi Insan Haklari Kurulu nefret cinayetlerini incelemek icin neden harekete gecmiyor? Olen gey ve trans bireyler sizin yurttasiniz degil mi?

Katil sadece, silahi, bicagi tutan ellerin sahipleri degildir.

Katil, gey ve trans bireyleri temel hak ve ozgurluklerinden mahrum ederek yasamaya zorlayan sistemdir.

Bu sorunlari cozmek icin caba gostermeyen ve bu cinayetlere sesiz kalan, yasal duzenlemeler yapmayan yetkililer de katildir!

LGBTT Bireylere yonelik nefret suclarini durdurmaya yonelik gerekli onlemler alina kadar ve LGBTT bireylere yonelik nefret cinayetleri aydinlatilana kadar biz her hafta Persembe gunu saat 18:30’da Yuksel’de Basbakanlik Insan Haklari Danisma Kurulunun onunde toplanmaya devam edecegiz.

Nefret Cinayetlerine Sessiz Kalma! Suca ortak olma!

LGBTT Haklari Platformu

Homofobi'ye Kirmizi Kart Gosterdik!


Homofobi’ye Kirmizi Kart Gosteriyoruz!

Escinsel oldugunu beyan ederek askerlikten muafiyet raporu alan Halil Ibrahim Dincdag’in, Turkiye Futbol Federasyonu (TFF) Merkez Hakem Kurulu (MHK) Hakemlige Giris Unvan ve Klasmanlara Ayrilma ile Vize Yenileme, Kural, Prensip ve Yonetmelikleri Ic Talimatlari 25. maddesindeki "Saglik problemleri nedeniyle askerlikten muaf tutulanlar hakemlik yapamaz" ifadesi nedeniyle meslegini yapmasina izin verilmemistir.

Escinsellik, Dunya Saglik Orgutu tarafindan 1992 yilinda “hastaliklar” listesinden cikarilmistir.

Turk Silahli Kuvvetleri ve Askeri Psikiyatri ise escinselligi hālā hastalik olarak gormeye devam ediyor ve escinsellere "curuk raporu" veriyor. Askere gitmek istemeyen ve bu raporu almak isteyen bir escinsel onur kirici pek cok muameleye maruz kaliyor. Escinsel biri olarak askere gitmek, olasi “taciz, fiziksel siddet, dislama” gibi nedenlerden oturu elbette farkli zorluklar iceriyor.

Meselenin bir baska boyutu da, federasyonun hakemlikle askerlik arasinda bir bag kurmasi. Kendi saglik prosedurlerini uygulamanin disinda, Turk Silahli Kuvvetleri'nin saglik kriterlerini baz almasi. Oysa askerlikle hakemlik farkli seyler, dolayisiyla farkli kriterlerle degerlendirilmesi gerekir.

Halil Ibrahim Dincdag sadece en temel hakki olan calisma hakkindan mahrum edilmemistir. Ayni zamanda kendisi ile ilgili kisisel bilgiler basina sizdirilarak cinsel yonelimini aciklamak durumunda birakilmistir. Basin mensuplari tarafindan ailesi taciz edilmistir. Rizasi disinda cinsel yonelimi basinda ifsa edilerek, Halil Ibrahim Dincdag hedef gosterilmistir.

Meslegini yapmasi engellenen Halil Ibrahim Dincdag, Turkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yonetim Kurulu'na basvurusunda "Raporumda yazan ‘psikoseksuel’in acilimi escinsel oldugu icin askerlik yapamiyorum. Saglik sorunum yok. Girisimlerim sonucsuz kalirsa Avrupa Insan Haklari Mahkemesi'ne (AIHM) giderim" dedi. Halil Ibrahim Dincag'in guzel bir bicimde hakkini aramasi sonucu federasyon yanlistan geri dondu ve meslegini yapmasina izin verildi. Umariz gelecekte homofobi yuzunden gereksiz yere insanlar guc duruma sokulmaz, meslek ve mahremiyet haklari tehlikeye atilmaz.

Biz LGBTT Haklari Platformu olarak arkadasimiz Halil Ibrahim Dincdag’in meslegini yapmak icin baslattigi mucadelede destek oluyoruz. Yasamlarimizi kabusa ceviren homofobiye kirmizi kart gosteriyoruz.


LGBT Haklari Platformu

Izmir Siyah Pembe Ucgen Dernegi

Kaos GL Dernegi

Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi

MorEL Eskisehir LGBTT Olusumu

Pembe Hayat LGBTT Dayanisma Dernegi

Piramid Diyarbakir

22 Mayıs 2009 Cuma

"İnsan hakları bağlımda hakeme sahip çıkmayı düşünüyor musunuz?"

CHP'li Sevigen Bakan Özak'a Eşcinsel Hakemin Haklarını Sordu

Eşcinsel olduğu için görev verilmeyen hakem Dinçdağ'ı Spordan Sorumlu Devlet Bakan'ı Özak'a soran Sevigen, "hakeme insan hakları adına sahip çıkmayı düşünüyor musunuz?" diye sordu.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, eşcinsel olduğu için kendisine görev verilmediği için Türkiye Futbol Federasyonu'na (TFF) dilekçe yazarak şikayetçi olan 12 yıllık hakem Halil İbrahim Dinçdağ'ı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) gündemine taşıdı.

Yazdığı dilekçenin basına sızması nedeniyle televizyona çıkıp açıklama yapan Dinçdağ'ın mağduriyetine dikkat çeken Sevigen, Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) Faruk Özak'a "Medeni cesaret göstererek kimliğini açıklayan hakeme insan hakları adına sahip çıkmayı düşünüyor musunuz?" diye sordu.

Eşcinsel olduğunu beyan ederek askerlikten muaf raporu alan Dinçdağ TFF Merkez Hakem Kurulu (MHK) Hakemliğe Giriş Unvan ve Klasmanlara Ayrılma ile Vize Yenileme, Kural, Prensip ve Yönetmelikleri İç Talimatları 25. maddesindeki "Sağlık problemleri nedeniyle askerlikten muaf tutulanlar askerlik yapamaz" ifadesi nedeniyle mesleğini yapmasına izin verilmemiş. Hakem de İl Hakem Kurulu'na yaptığı başvuruda bunu açıklamıştı.

"İnsan hakları bağlımda hakeme sahip çıkmayı düşünüyor musunuz?"

Mesleğini yapması engellenen hakemin TFF Yönetim Kurulu'na başvurusunda şu ifadeler de yer aldı:

"Raporumda yazan psikoseksüelin açılımı eşcinsel olduğu için askerlik yapamıyorum. Sağlık sorunum yok. Girişimlerim sonuçsuz kalırsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) giderim."

Sevigen, Meclis'e verdiği yazılı soru önergesinde "Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere, tıp camiası 'eşcinsel, bir hastalık ya da rahatsızlık değildir' şeklinde karar vermişken, bu hakeme hala görev verilmemesini doğru buluyor musunuz?" diye sordu.

CHP İstanbul Milletvekili'nin yanıtlanmasını istediği diğer sorular şöyle:

- Çalıştığı dönemde çok başarılı olan ve hiç bir hatası olmayan, hayatını spora adadığını ve özel yaşamını görevine yansıtmadığını belirten, olayın çıktığı günden beri çalışamayan hakemin maddi ve manevi zararlarının bedelini kim, nasıl ödeyecek?

- Klasman belirleme sınavlarına giremediği için mağdur olan Halil İbrahim Dinçdağ ve onun gibi çeşitli sebeplerden dolayı sınava girme hakkını kaybeden hakemlere, bir defaya mahsus olmak üzere sınavlara girme hakkı vermeyi düşünüyor musunuz?

- Toplumda kendini gizlemeye çalışan, mesleğinde çok başarılı olmuş, ancak sırf cinsel tercihlerinden dolayı başarılı olduğu mesleğini yapamayan kaç kişi vardır?

Hakem Halil Ibrahim Dincdag'a Destek Eylemi

Homofobiye Kirmizi Kart!

12 yildir hakemlik yapan Halil Ibrahim Dincdag, cinsel yonelimi nedeniyle askerlik yapamadigi icin mesleginden olma tehlikesi ile karsi karsiya kaldi. Kisisel bilgileri basina sizdirilarak hedef gosterildi, ozel hayati ihlal edildi.

Escinsellik suc ya da hastalik degildir, hicbir meslegi yapmaya engel olmaz. Hastalik olan, yasam hakkimizdan calisma hakkimiza en temel haklarimizi gasp eden homofobidir.

22 Mayis 2009 Cuma gunu arkadasimiz Halil Ibrahim Dincdag’a destek olmak ve homofobiyi saha disi birakmak icin kirmizi kartlarimiz ve duduklerimizle toplaniyoruz.

Tarih: 22 Mayis 2009

Saat: 18:00

Yer: Taksim Tramvay Duragi


LGBT Haklari Platformu

Izmir Siyah Pembe Ucgen Dernegi

Kaos GL Dernegi

Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi

MorEL Eskisehir LGBTT Olusumu

Pembe Hayat LGBTT Dayanisma Dernegi

Piramid Diyarbakir

21 Mayıs 2009 Perşembe

"Namus Dediğin Erkek Şiddeti"

Eskişehir Demokratik Kadın Platformu Ağrı'da "namus" gerekçeli vurulan Y.A.'nın önce polise sığındığına dikkat çekiyor, daha çok sığınma evi talep ediyor.

Aile içi şiddet, işkence, ve "namus/töre gerekçeli" kadın katlinin artarak devam ettiğini söyleyen Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, som olarak Ağrı'da evlilik dışı ilişkisi olduğu gerekçesiyle aile meclisinin "ölüm" kararı verdiği Y.A. (23) hakkında şöyle dedi:

"Polise sığınan genç kadın koruma altına alınmıştı, ancak bir süre sonra kocası Bayram A. polise başvurarak eşinin kendisine teslim edilmesini sağladı. Bayram A. ve yakınları genç kadını karnından şişleyip, burnu ve kulaklarını kestiler ve boş bir arazide ölüme terk ettiler. Ağır işkence gören Y.A. tesadüfen bulundu ve hastaneye kaldırıldı. Vücudunda derin yaralar bulunan Y.A. şu an yaşam mücadelesi veriyor."

Y.A. polise sığınmıştı

Kadınlar, Y.A.'yı eşine teslim eden devleti sorumlu tutuyor.

"Devlet tarafından erkek şiddeti meşrulaştırıldığı, gerek yasalarla gerek uygulayıcılarıyla şiddeti yapan erkek korunduğu sürece, kadınlar namus bahanesiyle en ağır işkencelere maruz kalmaya, katledilmeye devam edecek. Yaşananlar bir ilk değil ama bir son olması için mücadele ediyoruz."

Ağrı'da sığınmaevi olmadığına dikkat çeken platform bu konuda da devleti sorumlu tutuyor.

"Türkiye genelinde, SHÇEK ve belediyelere ya da başka kurum ve kuruluşlara bağlı toplam 52 sığınmaevi var. Toplam yatak kapasitesi 1000. Tüm bu rakamlar gösteriyor ki, biz kadınlar canımızı kurtarmak için dahi sığınacak bir yer bulmakta zorlanıyoruz."

Eskişehir Demokratik Kadın Platformunun talepleri şöyle:

SHÇEK'in daha çok sığınak açması, belediyelerin kadın sığınmaevi açma yükümlülüklerini bir an önce yerine getirmeye başlamaları gerekiyor.

Devlet, kadın kuruluşlarından sığınmaevi açabilecek durumdakilere ciddi maddi destekler vermelidir.

Ayrıca; şiddete uğramış kadınların neler yaşadığını, neler yaşayabileceklerini dikkate alarak, risk değerlendirmesi yaparak hizmet sunacak yetkinlikte çalışanların istihdam edilmesi sağlanmalıdır.

Platform Y.A.'yla dayanışma içinde ve kadın katlinin takipçisi olacaklarını duyuruyor.

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Homofobiye Transfobiye Ayrımcılığa Karşı Yürüyoruz!

17 Mayıs!

Dünya Sağlık Örgütünün, eşcinselliği, hastalıklar listesinden çıkardığı güne işaret eden 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtlığı Günü, cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimlerle ilgili tüm fiziksel, ahlaki veya sembolik şiddetlere karşı eylem ve karşı durma günüdür. İnsanların eşitliği için mücadele eden tüm girişimlere ilham ve destek vererek, hepsiyle koordinasyon içinde olmayı amaçlar.

Ayrımcılığa karşı!

LGBT bireylerin, hayatın her alanında homofobik ve transfobik tutum ve davranışlarla karşı karşıya kaldıklarını, sırf cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz bırakıldıklarını biliyoruz.

Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma, Türkiye'deki Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans (LGBT) topluluğunun örgütlenme ve ifade hürriyetinin gelişmesi ve ayrımcılığa uğramamaları yönünde önemli adımlardan biridir.

HOMOFOBİ, TRANSFOBİ VE NEFRETE KARŞI YÜRÜYORUZ!

Homofobi problemi sadece LGBT kişilerin değil aynı zamanda heteroseksüel kadın ve erkeklerin de meselesidir…

Eşcinsellerin ve heteroseksüellerin birlikte özgürleşeceği bir dünya için Homofobi ve Transfobiye karşı gökkuşağı bayrağının altında gelin birlikte yürüyelim.

Sen yoksan bir eksiğiz!

Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığına Hayır!

Nefret Cinayetlerine Son!

Homofobi ve Transfobiye Son!

Yürüyüş Tarihi: 17 MAYIS PAZAR, ANKARA

Buluşma Saati: 13:00

Buluşma yeri: Kurtuluş Parkı Vedat Dalokay Nikâh Salonu önünde buluşuyoruz.

Yürüyüş güzergâhı: Kurtuluş Parkı Vedat Dalokay Nikâh Salonu önünden başlayacak Yürüyüş, Kolej Kavşağı - Ziya Gökalp Caddesi – Selanik Caddesi güzergâhında ilerleyerek Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı’nda sona erecektir.

Basın Açıklamasının yapılacağı yer: Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı

17 Mayıs Anti-Homofobi İnisiyatifi

kaosgl@kaosgl.org

www.kaosgl.org

www.antihomofobi.org

15 Mayıs 2009 Cuma

"LGBTT Cinayetlerini Önlemek İçin Ne Yapıyorsunuz?"

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’ca yazılı olarak yanıtlanmasını dilerim

.

Saygılarımla. 15.05.2009


AKIN BİRDAL Diyarbakır Milletvekili


İnsanlığın yüzyıllardır sürdürdüğü mücadele sonucu, yaşam hakkı bütün toplumsal ve siyasal sistemlerde, en kutsal hak olarak kabul edilmiştir. Ve hukuk devletinin başta gelen görevleri arasında “yurttaşlarının yaşam hakkını” koruması gelmektedir. Ülkemizde de gerek yasalar gerekse de anayasa çerçevesinde bu hak tanınmış ve korunmuştur. Bu hakkın yanı sıra, yurttaşlarımızın hiçbir gerekçe ile ayrımcılığa maruz kalmayacakları da anayasa ve yasalarla tanınmış ve vurgulanmıştır.

Oysa son günlerde yaşanan olaylar gerek yaşam hakkının gerekse de ayrımcılık yapılamaz ilkesinin ihlal edildiğini göstermektedir.

Yıllardan beri hakemlik yapan bir yurttaşımız, cinsel yöneliminden dolayı açıkça bir ayrımcılığa uğrayarak, askerlik yapmadığı gerekçesi ile hakemlikten uzaklaştırılmıştır. Bu durum hem ayrımcılık yapıldığına ilişkin bir örnek hem de insan haklarının doğrudan çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Gerek uluslar arası hukuk ve sözleşmeler gerekse de Anayasa ve yasalarla belirlenen eşitlik ve ayrımcılık yapılamaz ilkesi bir yönetmelik gerekçe gösterilerek açıkça ihlal edilmektedir.

Yaşam hakkı konusunda da benzer bir durum yaşanmaktadır. Yaklaşık 6 aydan beri basına ve kamuoyuna yansıdığı kadarıyla transseksüel, travesti ve eşcinsel yurttaşlarımızın yaşam hakkını ortadan kaldırıcı ve çoğu ölümle sonuçlanan saldırılar yaşanmaktadır.

Son dönemlerde transseksüel bireylere yönelik işlenen cinayetler hakkında hiçbir resmi açıklama yapılmamakta, cinayetlerin nefret saiki ile işlendiği kaygısını giderebilecek Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş herhangi bir birim olmadığından cinayetlerin akıbetini izlemek mümkün olmamaktadır.

Oysa transseksüel yurttaşlara yönelik saldırılar konusunda en son Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Ekim 2008 tarihli kararı bu açıdan acil olarak idari birimlere olan gereksinime işaret etmektedir: "Sanıklar kendilerinin ve çevrelerindeki insanların "önyargılarının tetiklediği" düşüncelerle çevrelerinde yaşamakta olan ve kendilerinin transseksuel bireyler olarak tarif eden müdahillere karşı belli bir karar doğrultusunda yoğun ve sürekli saldırılarda bulunmuşlar, onları yaşadıkları hayat alanından ayrılmaya zorlamışlardır".


Bu çerçevede konuyla ilgili olarak;


1-Eşcinsel olduğundan dolayı hakemlik görevinden alınan yurttaşımızın işine geri dönmesi söz konusu mudur?


2-Hakemlikten alınmasının gerekçesini oluşturan talimat/genelgenin değiştirilmesi düşünülmekte midir?


3-Transseksüel-travesti-eşcinsel yurttaşlarımıza karşı son bir yılda kaç saldırı yapılmış ve bunların ne kadarı ölümle sonuçlanmıştır?


4-Bu saldırıların failleri yakalanmış mıdır?


5-Ankara 11. Ceza Mahkemesinin yukarda aktarılan kararı gereğince TCK da “nefret suçları” adı altında bir düzenleme yapılması için sürdürülen bir çalışma var mıdır?


6-Cinsel yönelim ve cinsiyet kimlik ayrımcılığını gidermek amacıyla, Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinin değiştirmesi için bir çalışma yürütülmekte midir?


7-Anayasa’nın yasa önünde eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesinin, LGBT bireyleri de kapsayacak şekilde değiştirmesi düşünülmekte midir?


8-Transseksüel-travesti-eşcinsel bireylerin önünde ciddi bir engel teşkil eden istihdamda ayrımcılığı önlemeye yönelik programlar gündemde midir?

14 Mayıs 2009 Perşembe

Kadınlar Adli Tıp Kurumu Önünde Eylemdeydi

Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu üyesi kadınlar Adli Tıp Kurumu'nun uygulamalarıyla mağduru ikinci kez mağdur ettiğini söylediler. Kurumun yeniden yapılanmasıni istediler.
İstanbul - BİA Haber Merkezi
14 Mayıs 2009, Perşembe

Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) İstanbul Bahçelievler'deki binasının önünde eylem yapan Cinsel Şiddete Karşı Kadın Platformu üyesi kadınlar, kurumun ve 6. İhtisas Kurulunun, mağdurun haklarını koruyacak ve mağduru daha fazla mağdur etmeyecek şekilde yeniden yapılanmasını istedi.

"Tecavüzcü korkma Adli Tıp var arkanda" ve "Haksız tahrik deme, cezaları indirme" sloganları atan kadınlar, mağdurun "mağdur olmadığına dair" raporların dışında platform sanıkların "cezai ehliyetleri olmadığına dair" raporlar için Adli Tıp Kurumu kapısında birikmelerine dikkat çektiler.

"Adli Tıp çocukları ikinci kez mağdur ediyor"

"Kurumun çocuğa cinsel istismardan yargılanan Vakit yazarı Hüseyin Üzmez'in jet hızıyla tahliyesi ardından gündeme geldiğini" söyleyen Esen Özdemir, "olayların ardından atanan ve kısa süre sonra istifasını veren çocuk psikiyatrı Ayten Erdoğan'ın açıklamalarının ATK 6. İhtisas Kurulu'nun yüzlerce yanlış rapora imza attığını ortaya çıkardığını" belirtti.

"Çocuk psikiyatrı Erdoğan'ın açıklamaları, Adi Tıp Kurumu'nda cinsel istismara maruz kalan çocukların, defalarca muayene edilmesi, çocuğun tecavüzcüsü ile aynı araçla nakil edilmesi, konunun uzmanı olmayan kişilerce defalarca sorgulanması gibi uygulamalarla, mağdur çocukların bu süreçte bir kez daha mağdur edildikleri gerçeğini de gösteriyor."

"6. İhtisas Kurulu 'ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır' raporlarıyla suçluların dışarıda elini kolunu sallayarak gezmesine zemin hazırlıyor" diyen Özdemir,"Cinsel şiddete maruz kalan tüm kadın ve çocukların haklarının, adli makamlar, hastane, karakol ve ilgili tüm merciler tarafından gözetilmesini, kadın ve çocukların deşifre edilmemesini, yasal süreçlerin cinsel şiddete maruz kalanın bir kez daha travma yaşamasına yol açmamasını vesuçluların cezalandırılması için gerekli uygulamaların hayata geçmesini" istedi.(BÇ)

Eyleme destek veren kurumlar şöyle:

Amargi Kadın Kooperatifi, Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi, Atatürkçü Kadınlar Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Üsküdar Şubesi, Çanakkale Kadın El Emeğini Değerlendirme Derneği (ELDER), CHP Kadın Kolları, Cins Kulüp - Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları ve Dayanışma Kulübü, Çeviri Eylem Kolektifi, Eğitim-Sen 6 No'lu Üniversiteler Şubesi, EHP'li ve EMEP'li kadınlar, Eskişehir Demokratik Kadın Platformu, Femin&Art Trabzon Kadın Sanatçılar Derneği, FeministBiz, Filmmor Kadın Kooperatifi, Gökkuşağı Kadın Derneği, Gül Dünya Sanat Topluluğu, İRİS Eşitlik Gözlem Grubu, İTÜ Sahnesi ve Kadın Atölyesi, Ka-Der Ankara, Kadın Dayanışma Vakfı (KADAV), Kadın Eğitim ve İstihdam Derneği (KEİD), Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği, Kadın Mühendisler, Mimarlar, Şehir Plancılar, Fen Bilimciler ve Teknik Elemanlar Grubu, Karadeniz Kadın Dayanışma Derneği, Kardeşime Dokunma İnisiyatifi, Kaos GL Derneği, Kırk Örük Kadın Kooperatifi, Lambdaistanbul LGBTT Dayanışma DErneği, MorEl Eskişehir LGBTT Oluşumu, Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, Nefret Cinayetlerine Dur Diyoruz İnisiyatifi, Pembe Hayat LGBTT Derneği, Sosyalist Feminist Kolektif, Sosyalist Partili Kadınlar, Şahmaran Kadın Dayanışma ve Araştırma Merkezi Derneği, Taciz ve Tecavüze Son İnisiyatifi, Türkiye HomeNet -Ev Eksenli Çalışan Kadınlar Dayanışma Ağı, Urfa Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği, Van Kadın DErneği (VAKAD) ve Yer Altı Tiyatro Topluluğu

3 Mayıs 2009 Pazar

4. ULUSLARARASI HOMOFOBİ KARŞITI BULUŞMA ESKİŞEHİR PROGRAMI

6 MAYIS 2009, ÇARŞAMBA, ESKİŞEHİR

Toplumsal Cinsiyet Atölyesi

İlknur Üstün, Feminist, KA-DER
Yer: Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) Salonu
Saat: 18:00-20:00
Önemli not: Atölye lgbtt bireylere açıktır, katılımc
ı sayısı sınırlıdır, katılmak isteyenlerin 6 Mayıs Öğlen12'e kadar morel.eskisehir@gmail.com adresine maille bildirim yapması gerekmektedir.


7 MAYIS 2009, PERŞEMBE, ESKİŞEHİR

LGBTT Bireyler, İnsan Hakları ve Nefret


Moderatör: Sema Kılıçer, Helsinki Yurttaşlar Derneği
“Nefret Suçu, Nefret Söylemi” Hakan Ataman, İnsan Hakları Gündemi Derneği
“Nefret, İnsan Hakları ve Medya” Baw
er Çakır, Bianet, Kaos GL Dergisi
“Eryaman Davası ve Çetesi” Buse Kılıçkaya, Pembe
Hayat Derneği
Yer: KESK Çok Amaçlı Salonu
Saat:
12:30-14:00

Okuma Tiyatrosu: “İşte Böyle Güzelim…”

Hülya Adak, Ayşe Gül Altınay, Esen Ezgi Taşçıoğlu
“kadınların kadınlara anlattıkları cinsellik hikâyelerinden oluşan bir okuma tiyatrosu”
Yer: KESK Çok
Amaçlı Salonu
Saat:
15:00-16:30

Önemli not; Okuma tiyatrosunda okunacak hikayelerden birini de ben okumak istiyorum diyen kadın arkadaşların 6 Mayıs akşam 21.00'e kadar morel.eskisehir@gmail.com adresine mail atması gerekmektedir. Toplam 8 hikaye okunacaktır. Katılım herkese açıktır.

ADRESLER:
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi (STGM) Eskişehir Yerel Destek Merkezi
Deliktaş Mah. Gürman Sok. No:16 26090 Eskişehir

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Çok Amaçlı Salonu
İki Eylül Cad. Kızılay İş Merkezi 5.Kat (Çarşı tramvay durağı arkası)

1 Mayıs 2009 Cuma

1 Mayıs'ta Alandaydık!

MorEl, 1 Mayıs İşçi Bayramı'nda alandaydı. Gökkuşağı bayrağının altında "Susma haykır eşcinseller vardır!", "Eşcinselller susmayacak, susmayacaklar, susmayacak!", "Homofobiye, transfobiye son!" "Örgütlenme hakkımız engellenemez!" sloganlarıyla bayramı kutladılar.